VARANASİ, Gezi Hindistan
VARANASİ, Hindistan Gezisi6-8 Şubat 2008Tren istasyonundan on beş-yirmi dakikalık bir taksi yolculuğu ile Yogi Lodge'ye geldim. Burası Ganj Nehri kıyısındaki "Ghat" lara yakın, temiz ve ucuz bir yer. Karışık ranzalı odalarda genç turistlerle kalmayı tercih etmiş olsaydım günlük 100-150 rupi arasında bir fiyatla konaklayabilecektim. Ben rahatlığı düşünerek tek kişilik odada kalmayı seçtim. Önce ikiyüz elli rupi istediği oda ücretinin iki günlük 400 rupiye bağladık.Uzunca süren bir kayıt defteri doldurma seronomisinden sonra nihayet odama çıkabildim. İlk işim duş alıp çamaşırlarımı yıkamak ve henüz öğlen vaktinden önce kendimi sokağa atmak oldu.Varanasi Hindistan'daki en kutsal kenttlerden biri. Eski adı Benares olarak biliniyor. Uttar Pradeş Eyaleti'nde Ganj ırmağının kıyısında günahlarından arınmak için Varanasi'ye gelen hacı toplulukları, yıkanarak arınırlar. Menevi anlamda tamam ama biyolojik olarak öyle pek de arınılacak gibi değil, tam aksine mikrop kapılacak yerdir aslında...Himalaya Dağları'nın güney yamaçlarından doğan kutsal Ganj Nehri'nin tertemiz suları 2.700 kilometrelik yolculuğunda deri sanayii atıkları ve direkt akıtılan lağım suları ile kirlenir. Ayrıca hindular hamile iken ölen kadınların ve çocukların cesetlerini Ganj Nehri'ne atarlar.
Kafede tanıştığım -uzun yıllar bazı araştırmalarla ilgili olarak Hinidstan'ı çok sık ziyaret etmiş- yaşlı bir Fransız kadından, Ganj nehrinde çok sayıda cesetin kıyıya vurup kargalar ve yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanarak yendiğini ve kendisinin de buna defalarca tanık olduğunu dinledim.Evet, inanılır gibi değil... Maalesef ilerleyen günlerde ben de köpeklerin ceset parçalarını Nehrin kıyısına nasıl çıkararak yediklerini gördüm. Ganj Nehri üzerinde yüz taneye yakın ghat bulunmaktadır. (Hindistan Gezi Rehberi )En tanınanı ise Manikarnika Ghat'tır. Burada odun atesiyle ölü yakma seremonisi izleyebilirsiniz. Hintliler bu ritüele "Antyesthi" diyorlar. Ben izledim...Köpeklerin ceset yediklerine de o gün tanık oldum. Törenlerde odun ateşinde iyi kokular serpilerek yakılan ölüler, ne de olsa hristiyanların yüksek dereceli ısı ile ölülerini yaktıkları "ölü yakma evi-krematoryum" lardaki gibi tam olarak küle dönüşmüyor. Tören sonunda Ganj'a atılan küllerle birlikte yanmamış ceset parçaları leş yiyen hayvanlara yem oluyor.(+18) Son Derece Rahatsız Edici Fotoğraflarla Ganj Nehrinin Gerçek Yüzü - onedio.com
Hindistan'a gelirseniz ölü yakma ritüelini burada izleyebileceğiniz gibi, yolunuz Nepal'e düştüğünde başkent Kathmandu'daki Pashupatinaht Tapınağı'nda sadece turistler için ayrılmış özel bir terastan daha rahat bir şekilde izleyebilirsiniz.Pashupatinaht Tapınağı'ndaki ölü yakma ritüellerinde Hindistan'daki kadar karmaşalı ortamla karşılaşmayacaksınız...Nasuh Mahruki: Hindu ölü yakma ritüelleri – Sözcü Gazetesi
Günboyunca Ganj Nehri'ndeki ghatları gezdim. Nehir kenarında traş olan ve yıkanan hacılar, esrar içenler, ölü yakanlar, ceset parçaları yiyen köpekler, tütsülerle bastırılmaya çalışılan yanık et kokuları arasında geçen bu çok ilginç günün akşamında pansiyonuma dönmek üzere girdiğim sokaklarda adeta kayboldum. Peşime takılıp ille de yol göstericilik teklif eden çocuklara bahşiş vermek onları sevindirdi. Sokaklarda yiyecek kapmak için birbirleri ile dalaşan köpekler ve maymunlar arasında yürürken bazen de umursuzca yolun ortasına yatmış ineklerin arasından yürümek zorunda kaldım.
Bugün karşılaştığım hemen herşeyi ilk defa görmenin şaşkınlığını yaşadım. Bizim için buradaki çok şey tabi ki çok ilginç gelecektir. Ancak Ganj kıyısında biraz gerilerde sakin bir yerde keman çalan genç biri ile tanıştım. Bulunduğu yerden bakıldığında kendin dışında adeta apayrı bir dünya görüyorsun. Puslu bir ortam ve içinde çok değişik ritüellerle tapınan insanlar. Genç adamın adı Leon. Her sene buraya gelip kemanla beste yapmaya çalışırmış. Evet, beste !?
Ulan bu ortamda ancak korku filmleri için beste yapılır. Nasıl bir ilham aldığını sormaya çalışırken kendisi "crazy" ve "complex" kelimelerini kullanarak kurduğu bir cümle ile cevapladı. Çok iyi ingilizcem yok. Anladığım kadarı ile karmaşık, çılgın, anlaşılmazlık içeren bir ortamdan bahsetti. Bence Hindular kendi günlüklerini kendileri gibi yaşıyorlardı. Kargaşalık da, çılgınlık da bizdeydi. Ne aramaya gelmişiz ki bu çılgın ortama? Leo Efendi, hadi geldik de kemanla beste yapmak da neymiş?
Sabah pansiyondan çıkarken iyi ki de pencereleri kapatmışım. İçeriye girdiğimde camları açalı bir kaç dakika olmuştu. Tam da yatağıma uzanmış kitap okuyordum. Bir kaç tane maymun pencerelerin parmaklıklarına doluşup içeriye uzanarak çantamın yanındaki yiyecek poşetlerine uzanmaya çalışıyortılar. Paniklediğimi itiraf edeyim. Çamaşır ipinden alıp -çabuk kurusun diye- pencere kanatlarının üzerine astığım bir kaç çift çorap vardı. Hepsini kaptığım gibi camları kapatıp çantam ve diğer yiyecek poşetlerini pencereden uzaklaştırdım. Fotoğraf makinasını da cama yakın koymuşum; Az daha "Gapı gaptırıveriyorduk...
Akşam üzeri şehrin gecesini görmek üzere temkinli davranarak kalabalık yerlerinde dolaştım. Biraz internet kafede takıldım. Fotoğraflarımı makineden CD'ye aktardım. Bu arada evdekilerle konuştum. Dönerken sokakta bir seyyar içki satıcısı ile karşılaştım. Bir iki bardak açık votka içtim. Aşırı ilgiden kaçınarak küçük bir votka satın alıp tezgahtan uzaklaştım. Ortam ne olur bilinmez.
Varanasi için aklımda kalan olumsuz bir Loney Planet bilgisi vardı. Kitaba göre bir kaç turist kaçırma ve alıkonma olayı yaşanmış. Ayrıca iki bin altı yılında tapınaklardan birinde otuz kişiyi öldüren bir bomba patlamış. Korkutucu !
Varanasi'de geçirdiğim iki dolu günün ardından üçüncü günümde şehrin on kilometre kuzey doğusunda kalan Sarnath Tapınağı'na gitmeye karar verdim. Bu gece Nepal sınırına yakın Grakhpur kentine gideceğim tren biletim hazır...Yol arkadaşım daha önce bahsettiğim yaşlı Fransız Ange...
Buruşuk suratlı en az seksen yaşındaki bu bilge kadın, zayıf ama atletik vücudu ile ceylan gibi sekerek bütün gün bana ayak uydurdu. Hindistan'ı karış karış bilen birisi ile olmanın avantajı ile keyifli bir gün geçitdim.
Varanasi şehri, Hindu, Budizm ve islam dininin potası sayılır. Burada başka dinleri de görmek mümkün. Dinlere bağlı olarak yoga, meditasyonfelsefe, astroloji, müzik, akademik düşünce ve edebiyatın zenginliğini de görebilirsiniz. Ben her sabah kilise çanları ve ezanlarla birlikte yakınlardaki hindu tapınaklarından gelen ayin sesleriyle uyandım. Gerçekten bu anlamda çok zengin bir şehir.
Bu zamana kadar Hindistan'da gezdiğim onlarca Hindu tapınaklarından sonra ilk defa bir budist tapınağına girdim. Büyük stupa önünde boydan boya secde ederek tapınan budistlerin ritüelleri görülmeye değerdi. Bundan sonraki ülkelerde daha çok budist tapınaklarını ziyaret edeceğim.
Yedi ülkeyi kapsayan 92 günlük UZAKDOĞUGEZİSİNİN (İran,Hindistan,Nepal,Tayland,Kamboçya,Vietnam,
Laos)
Devamını okumak için tıklayınız: >>>POKHARA (Nepal)
"Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır!" Başkalarının da yararlanmasını sağlamak için aşağıdaki modülleri kullanarak YORUM yapabilir, FACEBOOK'da paylaşabilirsiniz!