PODGORICA 

Balkanlar Gezisi,

Montenegro (Karadağ) 

21-22 Ocak 2012

Hercegnovi’ de tanıştığımız seyyar bir tur operatörü bizi 2.600 motorluk normal lastik Mitsubishi jeepi ile Podgorica’ya götürmek için 40€ luk bir ücrete razı oldu… Yolun gidiş-geliş toplamı 240 km den az değil… Otobüsle gitsek zaten 30-35€ harcayacağız… Bu fiyatı çok şaşırtıcı bulduk… 100 km’de en az 9-10 litre mazot yakar (litre:1.20€),  kendisine ancak 10€ para kalır…Belki de kış mevsimi için “iyi bir balık”!  Ya da başkent Podgorica’da yapması gereken kendi özel işleri de vardır!?

Öğleden sonra Hercegnovi’ den çıktık… Sürücümüz “kafa kırık” denecek ölçüde geveze… Amerika’da yaşamış, soluksuz Amerikan İngilizcesi konuşuyor… Fakat araç kullanmakta kusursuz derecede dikkatli… Feribotla Budva tarafına geçmeden, Lovćen Milli Park yanından Cetinje’ye, oradan da Podgorica’ya varıyoruz… Cetinje, karlarla kaplıydı… Dağların yüksek noktalarında çoğu zaman kar fırtınasına yakalandığımız halde, Podgorica’da mükemmel bir hava ile karşılaşıyoruz…

Oldukça düzlük ve deniz seviyesinden sadece 40-50 metre yükseklikte bir şehir… Bir zamanlar Titograd olarak anılıyormuş… İkinci dünya savaşında defalarca bombalandığı için neredeyse tek bir eski yapı görmek mümkün değil… Sadece bir Osmanlı Saat Kulesi (Sahat Kula) ve birkaç eser mevcut…

                              Montenegro-Podgorica (Osmanlı Saat Kulesi-Ottoman Clock Tower)

Ortadan şehri bölen nehrin  üzerinde modern bir asma köprü görceksiniz. Podgorica siluetinin temel görüntüsünde en çok dikkatinizi çeken yeni yapılardan biri bu köprü (Milenyum Köprüsü) ve de Hristovog Vaskrsenja ortodoks tapınağı olacaktır...

                                                 Montenegro - Podgorica (Millennium  Bridge)                                                       

                                                                            * * *

Şehre geldiğimizde hava karamıştı... Ucuz bir konaklama yeri bulmak konusunda şoförümüze güvenmiştik… Ama maalesef kesin olarak bildiği hiçbir yer yoktu… Ona buna sormak gibi bir beceriksizlik içindeydi. Taksicilere sormasını önerdim… Pek çok teklifte bulundular… Bir iki yere baktık, uymadı…Artık neredeyse “bizi burada indir” diyerek kendi başımızın çaresine bakmayı düşünüyorduk ki, şehrin 2 km uzağındaki Lovćen Hotel’ e geldik.

Üç yıldızlı mükemmel bir yer ama, fiyat olarak bize uygun değil… Gecelik kişi başı ancak 20€ ya kadar indiler… En son benim fiyat vermemi söylediklerinde dürüstçe “Sizin oda fiyatınız belki daha da fazlasına layık olabilir”  diye girdiğim cümleyi cesaretle tamamladım… ”Ama bize kişi başı sadece 10€ luk oda gerekli…” Resepsiyon çalışanı, yandaki koltuklarda yayılmış, muhtemelen patron olan şişman bir Adam ile yaptıkları gizli bakışma sonrası  “Tamam… Ama kahvaltı hariç” diyor… Anlaşıp odamıza yerleşiyoruz…

                                                              * * *

Hotelimiz çok rahat ve temiz… Eşyalarımızı bırakıp resepsiyondan telefonla çağırdığımız taksi bizi şehir merkezine götürüyor… Biraz alış veriş yapıp yiyecek almalıyız… Taksi ücretimiz 1.60 € gibi komik bir rakam tutuyor. Ama aldığımız yiyecekler ülkemiz ile aynı fiyatlara yakın… Her zaman söylüyorum içki, sigara gibi zındık maddeler çok ucuz… Bizim de canımız çekiyor, 12 € verip Türkiye’ de ithal içki statüsündeki pahalılığı sebebiyle dargın olduğumuz bir şişe beyaz Tekila ile barışıyoruz…

Sabah hava çok bulutlu olmasına rağmen yağmursuz… Yoldan taksi çevirmek bahanesi ile biraz biraz yürüyerek neredeyse şehir merkezine gelmişiz… “Zaten geldik” bahanesiyle yolu tamamlıyoruz… Önce Milenyum Köprüsü’nden nehrin karşı kıyısına geçiyoruz… Nehir boyunca çarşı pazar yürüyoruz… Mahalle araları… Küçük kiliseler… Üniversiteler… Parkta modern bir Gitarist Çocuk Anıtı görüyoruz. (Açıklamasında latin alfabesi kullanmadıkları için çözemedik. Acaba Miloş Karadağlic  olabilir mi? "Bir bilen" in mesajlarını bekliyorum)

                                                                * * *

Evet, böylesine minik bir kent için gereğinden çok fazla zaman ayırdığımızı düşünerek ayrılıyoruz. Aslında hava yağmurlu olmasa 45 kilometre uzaklıkta Podgorica-Niksic yolu üzerindeki Ostrog Masnastırı görülebilir. Ne yazık ki, bizim Sümela gibi bir kayalık yüzeyine oyulmuş bu ortadoks manastırına gitmek yerine, sadece rehber kitaba bakmakla yetiniyoruz.

Yarın için Bosna&Hersek/Sarayevo’ ya otobüs biletimiz cebimizde. Buradan pek fazla anlatacak bir şeyler bulamadık; ama son savaşın derin acılarını taşıyan Saraybosna’nın anlatılacak çok şeyleri olduğunu biliyoruz.

Rotamız Bosna&Hersek, Saraybosna...

Altı ülkeyi kapsayan 22 günlük BALKANLAR GEZİSİNİN (Makedonya,Karadağ,Kosova,Bosna&Hersek,Hırvatistan,Sırbistan)

Devamını okumak için tıklayınız: >>> BOSNA&HERSEK-SARAYBOSNA

"Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır!" Başkalarının da yararlanmasını sağlamak için aşağıdaki modülleri kullanarak YORUM yapabilir, FACEBOOK'da paylaşabilirsiniz!